2 Aralık 2018 Pazar

SEFİLLER ROMANININ ARKAPLANI



       Esere ve Victor Hugo'nun aile yapısına, dönemin sosyal şartlarına bakıldığında Hugo'nun eserini ortaya koyarken kendi hayatından ve yaşadığı dönemdeki toplumsal gerçeklerden etkilendiği ve beslendiği görülür.

    Hugo, devrim sırasında devrim karşıtı kralcı ayaklanmayı bastıran bir baba ile, kral taraftarı bir annenin evladı olarak dünyaya gelir.Bu da düşüncelerinin zaman içerisinde farklı eksenlerde dolaşmasına neden olmuştur.Hugo'nun halkçı görüşlerinin ilk ortaya çıkmaya başladığı zaman ise, kardeşi Eugenie ile birlikte  San Antonia  Abad okulunda eğitim gördükleri zaman dilimidir.Bu okulda aristokrat çocukları tarafından dışlanırlar, hatta bir kavga sırasında kardeşi Eugenie makasla yaralanır.Hugo'nun aristokrasiye ve ruhban sınıfına karşı oluşturduğu kötü yargıların temellerinin bu okulda atıldığı söylenebilir.Bu dönem içinde Fransızlar İspanya'dan çekilir, Hugo ailesiyle birlikte Paris'e döner.Fransa'da ise imparatorluğun halka karşı zulüm dolu tutumlarına şahit olur.Tüm bu durumlar onun halkçı düşüncelerinin gelişmesine katkı sağlar.
   
   1821 yılında annesinin vefat etmesi Hugo'yu derinden etkiler.Aynı dönemde para sıkıntısı çeken, tavan arasında yaşayan Hugo, sevdiği kızı onaylamadığı için arasının bozuk olduğu babasından para istemez.Bu dönem içinde yaşadığı sıkıntıları Sefiller romanındaki Marius karakteri üzerinden anlatır.Marius karakterinin aşık olduğu kız da dedesi tarafından onaylanmaz ve hukuk eğitim gören genç Marius, geçim sıkıntısı yaşar.Sefiller romanında yarım bıraktığı hukuk öğreniminden de edindiği birikimlerle, Jan Valjan karakteri üzerinden yoksulluk-suç ilişkisini inceleyecektir.Şayet Jan Valjan, çalışmaya istekli olmasına rağmen iş bulamadığı için son çare olarak hırsızlık yapmış ve bu yüzden cezalandırılmıştır.Aldığı cezanın ekmek çalma suçuna göre çok fazla olması ve hapishanelerin ıslah edici olmadığı durumları üzerinden dönemin pozitif hukuk anlayışı eleştirilir.Romanda Ortaçağ geleneklerini temsil eden pozitif hukukun temsilcisi Javer'dır.Katı, despot bir polistir.Ona göre iyiler iyi, kötüler kötüdür ve kötüler anında cezalandırılmalı, toplumdan uzaklaştırılmalıdır.Victor Hugo'nun, romanında Javer'ın intiharıyla pozitif hukuk anlayışının ıslah edilmesi isteğini ifade ettiğini söyleyebiliriz.

    1862 yılında Sefiller adıyla çıkarak büyük yankı uyandıracak olan Sefaletler romanını yazdığı 1845 yılı ise, bütün Avrupa'da açlığın, yoksulluğun, iktisadi bunalımların ve ayaklanmaların kol gezdiği bir dönemdir.Dönemin Fransa'sında üç siyasi grup vardır:Radikaller, krallar cumhuriyetçiler.1848'de Fransa'da Cumhuriyet ilan edilir.Devletin başına Napoleon geçer.Napeolan, ülkeyi totaliter bir rejimle yönetmekte, ülkedeki tek güç olmak istemektedir.Düzen, otorite ve din üzerinde ısrarcıdır.Orduyu arkasına alarak bir hükümet darbesi yapar.Buna karşı çıkan, isyan eden  cumhuriyetçi güruhu tutuklatır.Cumhuriyetçilerin safında yer alan Hugo da bu süreçte tutuklanır ve sürgün edilir.Sefiller romanını da bu dönemde yazar.

   Sefiller adlı romanda Vaterloo Savaşı, 1830 ayaklanması olayları da kurgusal olarak kendine yer bulur.Aynı zamanda eserin yazıldığı dönem kapitalizmin vahşi yüzünü göstermeye başladığı döneme denk gelir.İşçi ücretlerinin azlığı, işçilerin güvencesinin olmaması zengin ve fakir arasındaki uçurumun fazla olması gibi durumlara da romanda yer verilmiştir.Örneğin Fantine, fabrikada çalıştığı dönemlerde de çok refah bir yaşam süremez ve işten atıldığında haklarını arayamaz.Bu da onu suça, yani fuhuşa iter.Nasıl Jan Valjan çaresizlikten ekmek çalmak zorunda kalmışsa o da kızına para gönderebilmek için fahişelik yapmıştır.Ve işsiz güçsüz, üst sınıf  bir burjuva çocuğu tarafından aşağılanmıştır.

   Hugo'nun bu eseri romantik çizgide yazdığını söyleyebiliriz.Eserde kişiliğini ve duygularını gizlememiş, duygularını açıkça ifade etmiştir.Eserinde iyilik ve kötülüğün bitmek bilmeyen mücadelesine fazlaca yer vermiştir Yalnız soylu kesimden insanları değil, her kesimden insanları anlatmış, onların adeta sesi olmuştur.Kalıplaşmış ifadeler yerine günlük konuşma dilini kullanmış, klasizizm akımının etkisinde yazılan eserlerin aksine din olgusu üzerinde fazlaca durmuştır.Zira onun iyi bir adam olmasına karar vermesi, psikopos Miryel'in onu ihbar etmeyerek çaldığı gümüş şamdanları ona hediye etmesiyle olmuştur.Jan Valjan, Miryel'in ruhunda çaktığı kıvılcımı büyüterek bir sürü insanın hayatına dokunup, onlara ışık olmuştur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder